Konuk sanatçı programı sürecinde, farklı disiplinlerden ve jenerasyonlardan gelen iki sanatçı olarak bir ay boyunca birlikte çalıştık. Benim resim odaklı yaklaşımım ile Ahmet Öktem’in enstalasyon pratiği, ortak bir noktada buluşarak tek bir çalışmaya dönüştü. Bu süreç, iki farklı kültürün ve iki farklı bakış açısının bir araya gelmesiyle hem verimli hem de ilham verici oldu. Bir ayın sonunda gelinen noktada yalnızca ortak bir çalışma üretilmedi, aynı zamanda benim için yeni bir atölye, yeni projeler ve yeni bir başlangıca vesile olan bir süreçti. Artık kendime ait bir sanatçı atölyem var ve daha fazla üretim yapabiliyorum. Bu deneyimden dolayı mutluyum ve üretimlerime bu motivasyonla devam ediyorum.
Mehmet AKAN – 2025


Ahmet Öktem& Mehmet Akan,Erdemli Bilgiler, 2024, 205 x 75 cm, kontra üzerine karışık gereç
Mardin’de geçirdiğim 1 ay boyunca Sidar ’la tanışıp şehri, içinde yaşayan başka sanatçıların ilgi alanlarına ve birbirleri ile olan ilişkilerine odaklandım. Aslında bir merak ile yollarda, ara sokaklarda Sidar ile dolaşmaya çıktım. Sidar, önceki çalışmalarının etkisi ve disiplini ile şehre ve sokaklara, köşelere, dokulara bakarken; benim gözüm tepenin ve neredeyse tüm binaların baktığı ovaya, sınıra, sınırsızlığa, ufka, sınır ötesine kaydı. Birbirine bakan bu iki şey Sidar ve ben olduk diyebilirim bu çalışmada. Sidar’la konuştukça ve dolaştıkça baktığımız yönleri keşfedip birbirimize bakarken arkamızda kalan peyzaja odaklandık. (Birbirimizi kadrajdan çıkarıp) Ben Dara bölgesinden bir zeytin ağacını budayıp, Kızıltepe’den aldığım ince kadife kumaşa (buradaki kadınların çok sık kullandığı bir kumaş) yeni bir zeytin ağacı oluşturdum. Ben ise kendi baktığım yöndeki şehrin dokusunu aynı kadife kumaş üzerine linol baskı tekniği ile uyguladım. Kent dokusu istikrarlı bir şekilde birbirinin üzerine eklenerek, keskin köşeleri ile çoğalıyor. Kent dokusunun ana malzemesi; kireç taşı. Kireç taşı ise bir zamanlar dağın kendisi idi, zeytinliklerin yer aldığı bir dağdı belki de. Dağın kendisi insan eli ile bir taşa dönüşürken; bu taşlar bir yapı malzemesine dönüşüp kente kimliğini kazandırıyor. Ve kent tüm bu taşlardan oluşmuş yüzeyleri ile yönünü ovaya, o kente ilk uğrayanın baktığı yöne çeviriyor.
Fulya ÇETİN - Sidar ALIŞIK 2025


Fulya Çetin, Natura, Kumaş Üzeri Mürekkep, 150cmx300cm ve Sidar Alışık, Urban, Kumaş Üzeri Linolyum Baskı, 150cmx300cm
Bu yerleştirme çalışması, Mardin’in suyla kurduğu mekânsal ve belleğe dair ilişkiyi harita, ışık ve ses yoluyla yeniden yorumlamaktadır. Eski Mardin’in Google Maps referansıyla oluşturulan harita formu üzerine yerleştirilen mavi neon çizgi, Mardin’deki çeşmelerin yer aldığı güzergahları temsil eder. Neonun ışığı, sadece bir su yolunu değil, aynı zamanda artık akmayan çeşme sularının yokluğunu görünür hale getirir. Su sesi ise; çalışmanın mekân ve hafızayla kurduğu ilişkiyi derinleştirir. Çalışmanın hem görsel hem işitsel hem de mekânsal unsurları bir arada kullanması, izleyiciyi yeniden hatırlama sürecine davet eder. Bu yerleştirme; Serhat Kiraz ile birlikte Bor Sanat ve EXIT iş birliğiyle yürütülen konuk sanatçı programı sürecinde şekillenmiş, ortak üretimin düşünsel ve biçimsel izdüşümlerini taşımaktadır. Ortaya çıkan bu iş, bireysel üretimle kolektif diyaloğun kesiştiği bir eşikte durur.
Ayşe Ceren SOLMAZ – 2025


Serhat Kiraz & A.Ceren Solmaz, Bu Bir Su Öyküsüdür, Dijital Baskı, Led Neon, Ses, Projeksiyon, Mekana Özgü Yerleştirme, 120cmx220cm, çeşitli ölçülerde neon, 2025
Bu proje; eğitim sürecimin orta öğretim döneminde müzik dersinde yaşadığım bir travmadan gün yüzüne çıkmıştır. Bu dönemde içine kapanık, sosyalleşme konusunda çekingen ve dayatmaya gelemeyen bir kişiliğe sahip olmamdan dolayı, uyum problemleri yaşıyordum. Bu süreç içerisinde kişisel olaylardan yola çıkarak, travmamın üzerine gitmek, onunla yüzleşmek ve aynı zamanda kendimi iyileştirme çabam sanat üretimine dönüştü ve görünür oldu. Adına «yaratıcı süreç» dediğimiz bu atölye süresi boyunca «“Mantis karidesinin”» travmamla yüzleşmemi sağlaması ve aynı zamanda iyileştirmesi önemli idi. Bunun yanı sıra diğer temel etken Konstantinos Kavafis’in ‘’Sanat Her Zaman Yalan Söylemez mi?’’ kitabıydı. Travmamı düşünürken, eşikte durup var olan her şeyi gözlemlememi sağlamıştır.
Rıdvan Aşar - 2025


Handan Börüteçene & Rıdvan Aşar, Tüy Gibi Hafifledim, Mekana Özgü Yerleştirme, 2025
Bor Sanat, Bor Holding'in sanat platformudur.